Yeni Çalışmalar Kalitesiz Uykunun Astım Gelişme Riskini Artırdığını Gösteriyor

Kaliteli uykunun güçlü bağışıklık sisteminden kilo kontrolüne kadar sağlımız için çok değerli bir etken olduğu biliniyor. Son yapılan araştırmalarda kötü uykunun çok önemli kronik bir sağlık sorunu olan astım geliştirme açısından da risk oluşturduğunu gösterdi. Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, bu yeni bilgi eşliğinde astım görülme sıklığının azaltılması için uyku hastalıklarının tanısının erken konulması ve erken tedavi edilmesinin önemi ve gerekliliğine işaret etti. 

 

Türkiye’de her 10 erişkinden birinde görülen ve son yıllarda hem yetişkinler hem de çocuklarda görülme sıklığı giderek artan astım en önemli kronik hastalıkların başında yer alıyor. Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, stres, obezite, kimyasal ve çevresel faktörlere maruziyetin artması gibi birçok faktörün bu tablonun ortaya çıkmasında etkili olduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte yeni yayınlanan bir çalışmada kalitesiz uykunun astım riskini artırdığına dair yeni verileri ortaya koyduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Seha Akduman, “Shandong Üniversitesi’nde İngiltere verileri ile yeni yayınlanan bir çalışmada yarım milyon insan on yıl boyunca izlenmiş ve uyku kalitesi bozuk olan insanlarda astım görülme sıklığının arttığı belirtilmiştir.Bu yeni bilgi eşliğinde astım görülme sıklığının azaltılması için uyku hastalıklarının tanısının erken konulması ve erken tedavi edilmesi önerilmektedir” diye konuştu. 

UYKU APNESİ ASTIMIN ALEVLENMESİNE NEDEN OLABİLİYOR

Birçok kronik hastalıkta olduğu gibi astımın da obezite, KOAH gibi farklı kronik hastalıklarla bağlantılı olduğunun bilindiğini hatırlatan Dr. Seha Akduman, “uyku apnesinin birçok hastalık ve sistem ile ilişkisinin bilinmesine rağmen son çalışmalarda obeziteden bağımsız olarak da astım için risk faktörü olduğu, astımın görülme sıklığı ve alevlenmelerini tetikleyebileceği gösterilmiştir” diye konuştu. 

TEDAVİ EDİLMEYEN ASTIM AKCİĞER FONKSİYONLARINDA HASARA NEDEN OLUYOR

Astımın hava yollarında, aşırı duyarlılıkla karakterize kronik bir hastalık olduğunu anlatan Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, en önemli belirtiler konusunda şunları anlattı: “Bronş yani hava yollarındaki aşırı duyarlılık, inflamasyon dediğimiz yangı artışının sonucunda hava yollarında daralma, artmış balgam üretimi, inatçı öksürüğe neden olur. Öksürükler sabaha karşı, inatçı ataklar halinde, bazen hırıltı ile ortaya çıkar. Nefes açlığı olarak da tariflenen, alınan nefesin yetmediği hissi de hastalar arasında çok yaygındır. Tanı almamış ve takipsiz hastalarda yıllar içerisinde akciğer fonksiyonlarında ciddi kayba sebep olur. Sigara içen ve tedavisiz kalan Astım hastaları KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı) özellikleri gösterir.”

KISIR DÖNGÜDEN ÇIKMAK İÇİN ERKEN TANI ÖNEMLİ

Astımda genetik yatkınlık, obezite, alerjik bünyeye sahip olma, mesleki zararlı partiküllere maruziyet gibi birçok risk faktörünün bulunduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, “Vücudumuzda tüm sistemler birbirleri ile etkileşerek çalışmaktadır. Obezite, astım ve uyku apnesi gibi iç içe geçmiş hastalıklarda, bu kısır döngüden çıkmak için uyku problemli hastaların erken tanı ve tedavisinin yapılması önerilmektedir.” Dedi. 

ORTAK RİSK FAKTÖRLERİ BİRLİKTE AZALTILMALI

“Bununla birlikte uyku bozuklukları ve astımın ortak risk faktörleri olan obezite alkol kullanımı, kirli hava solunması gibi risk faktörlerinin de birlikte azaltılması önemlidir” diye konuşan Dr. Öğ. Ü. Akduman sözlerine şöyle devam etti:

“Obezite tüm dünya ve ülkemizde sıklığı giderek artmaktadır.  Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye’de erkeklerde %30’u, kadınların %40’ı obezdir. Obez kişilerin de ortalama % 60 ‘ında uyku apnesi görülür. Aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı problemi olan uyku apnesinin kalp hastalıkları ve felç gibi sağlık sorunlarına yol açtığı bilinmektedir. Obstrüktif (tıkayıcı) uyku apnesi, uykuda solunum durmaları, oksijen seviyesinde düşüklükler ile giden riskli bir hastalıktır. Sağlıklı bir uyku düzeni olarak gece 7 ila 9 saat uyumak , gündüz uykusuzluk çekmemek,  horlamanın ya da apne dediğimiz nefes durmasının olmamasıdır. Horlaması olan, uykuda nefessiz kalarak sıçramalarla uyuyan ya da uykusu sırasında nefesinin durduğu söylenen hastaların polisomnografi dediğimiz uyku testleri ile değerlendirilmeli ve gerekiyorsa tedavi edilmelidir.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*