Sabancı Üniversitesi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliği ile hazırlanan, “Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Genel Eğilimler, Bölgesel ve Demografik Farklar, Tutumlar” isimli raporun sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor; Türkiye’de kadınların işgücüne katılımına dair mevcut durum, bölgeler arasındaki ekonomik, sosyal ve demografik farklar ve bunların zaman içindeki dönüşümüne dair önemli bulgular içeriyor.
Sabancı Üniversitesi Altunizade Dijital Kampüs’te gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmalarını KAGİDER Başkanı Emine Erdem ve Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Meltem Müftüler-Baç yaptı. Etkinlikte, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Esra Durceylan Kaygusuz, Alpay Filiztekin ve Zeynep Gülru Göker hazırlanan raporu sundu ve soruları cevapladı.
Açılışta konuşan Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Meltem Müftüler-Baç, “Dünya ve ülke olarak oldukça zor dönemlerden geçtik. Covid-19, Rusya-Ukrayna savaşı ve küresel ekonomik kriz ile devam eden sürecin getirdiği birçok farklı sorun var. Bunların bir bölümü de bu rapora yansıdı. KAGİDER’in desteğiyle hazırladığımız bu raporun Türkiye’de iş gelişimi için oldukça önemli katkılarda bulunacağını düşünüyoruz” dedi.
KAGİDER Başkanı Emine Erdem ise açılış konuşmasında şunları söyledi:
“17 Mayıs’ta TUİK tarafından açıklanan 2023 yılı ilk çeyrek işgücü istatistiklerine göre bugün ülkemizde çalışma yaşındaki 32 milyon 934 bin kadının sadece 11 milyon 857 bini işgücünde. Bir başka deyişle Cumhuriyet’imizin 100’ncü yılına girdiğimiz 2023 yılında kadınların %70’i işgücünün dışında! Kadınların işgücüne dahil olmama nedenleri arasında birçok engel olduğunu biliyoruz ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsiyet rolleri ve kalıplar kadınların iş yaşamına girmesinin önündeki en önemli engel! Kadınların işgücüne katılımı ve işgücünde kalmaya devam etmeleri ile hem toplumda hem şirketlerde eşit fırsatlara ulaşmaları ile fakirliğin azalacağını ve daha zengin bir dünya olacağını biliyoruz. Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma için; kadınlarla erkeklerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına tam ve eşit olarak katılımları, kadının çalışma hayatında hak ettiği yeri alması, işgücüne aktif bir biçimde katılması ve üretimde söz sahibi olması anahtar bir role sahip. Raporun çıktıları bize önümüzdeki resmi daha net gösteriyor. Sorunları net görebildiğimiz zaman doğru çözümler için çalışabiliriz. Biz de KAGİDER olarak değişim için çalışmaya canla başla devam edeceğiz ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ARTIK EŞİTLEYELİM diyoruz!”
Raporda kadınların iş gücüne katılımlarıyla ilgili çarpıcı rakamlar yer alıyor
“Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Genel Eğilimler, Bölgesel ve Demografik Farklar, Tutumlar” başlıklı rapor, Türkiye’de kadınların işgücüne katılımına dair mevcut durum, bölgeler arasındaki ekonomik, sosyal ve demografik farklar ve bunların zaman içindeki dönüşümüne dair çarpıcı veriler içeriyor. Raporda yer alan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hane Halkı İşgücü Anketleri 2021 verilerine göre Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki işgücüne katılım oranı toplam %51,4; bu oran erkeklerde %70,3 kadınlarda ise sadece %32,8. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranları OECD ortalamasının çok altında kalıyor.
Kadınların işgücüne katılımı önündeki engellerin derinlemesine araştırılması için mevcut durumu ve zaman içindeki dönüşümü verilerle ortaya koymanın önemli olduğu düşüncesi ile yola çıkılan raporda, TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi ve Dünya Değerler Anketi 2018 yılı sonuçları kullanılarak oluşturulan betimsel istatistikler sunuluyor. Son 15 yılda kadınların istihdamı ve işgücüne katılımında meydana gelen değişimin ekonomik nedenleri veriler ışığında tartışılıyor. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tutumlar demografik özelliklere göre inceleniyor ve kadınların işgücüne katılımıyla ilişkisi tartışmaya sunuluyor.
Raporda kadınların istihdam edildikleri işlerin nitelik ve beceri taleplerine bakıldığında son on yılda yüksek nitelikli işlerde istihdamın azaldığı, düşük nitelikli işlerde istihdamın arttığı; pandeminin işgücüne katılımın üzerindeki olumsuz etkisinin erkeklere nazaran kadınlarda daha fazla olduğu ve kadınların eğitim seviyesi arttıkça pandeminin yarattığı olumsuz etkinin arttığı; üniversite sayılarındaki artışın kadınların eğitim düzeyini arttırdığı ancak yüksekokul mezunu kadınların istihdamında sektörel farkların dikkat çektiği; İstanbul’da her üç genç kadından birinin ne istihdam ne eğitimde yer aldığı; kadınların ücretli işgücünde yer almasına yönelik tutumlar ile işgücüne katılımları arasında paralellik gözlendiği gibi bulgular yer alıyor.
Raporda öne çıkan diğer unsurlar ise;
- 2004-2021 yılları arasında niteliksiz işlerde kadın istihdamı %3 artarken, nitelik gerektiren işlerde kadın istihdamı %21’lerden %11’lere geriliyor.
- Yönetici pozisyonundaki kadınların oranı 2004 yılında %7 seviyesinden 2021 yılında %20 seviyesine ulaşıyor. Bu oran 2021 yılı için OECD ülkelerinin ortalamasının (%33,7) altında.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın